Müftü İlhan: En güzel sanat eseri insanın kendisidir!

Müftü İlhan: En güzel sanat eseri insanın kendisidir!
Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan’ın gençlerin bireysel, sosyal, dini, duygusal ve ahlaki yapılarının değerlerimize uygun bir şekilde gelişmesine ve yetişmelerine yardımcı olmak üzere ilçemizdeki lise ve ortaokul düzeyindeki öğrencilere yönelik gerçekleştirmiş olduğu konferanslar devam ediyor.

Müftü İlhan son olarak Türkler Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi. Program kapsamında öğrencilere hitap eden Müftü İlhan şu ifadelere yer verdi:
“Gençlerle buluşmak, sohbet etmek, hasbihal etmek en büyük değerdir”
Güzel sanatlar lisesinin güzel insanları, hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Bu güzel günde bir araya gelmemizi sağlayan sayın okul müdürümüze, öğretmenlerimize ve siz genç kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizin gibi gençlerle buluşmak, hasbihal etmek, sohbet etmek benim için en büyük değerdir. Zihinler açık, fikirler açık, ön yargıları olmayan, hayata daha güzel bakan, hayatı anlamlandırmaya çalışan kendi varlığını hisseden, varlık gayesini anlamaya çalışan bir genç topluluğu ile sohbet etmek benim için en güzel keyiftir.

“Genç demek canlı, heyecanlı, aktif demektir. Gençlik dönemi geleceği inşa etme dönemidir”
Genç demek canlı, heyecanlı, aktif demektir. Geçlik dönemi ise kanın damarlarda hızlı bir şekilde dolaştığı, enerjinin, gücün, kuvvetin zirvede olduğu dönemdir. Sizin döneminiz ise gençliğin zirvesi anlamında, güçten ziyade zihinsel ve hayal dünyası olarak dünyaya ve meselelere bakış açınızla ayaklarınızın yere basmadığı bir geçiş dönemidir. Bu dönem aynı zamanda iyiye veya kötüye kayma aynı zamanda sizler için de geleceği inşa etme dönemidir.

“Gençlik hayatın en verimli çağıdır”
Gençlik hayatın en verimli çağıdır. Sizler yaşlılığınızı da bu günden dizayn edecek, nasıl bir yaşlılık hayatı geçireceğinizi, gönül dünyanızda nelerin olacağını şimdiden belirleyecek ve ona göre tohumlarını saçıp ekeceksiniz. İnsanın en güçlü zamanı istediklerini ve arzu ettiklerini bilerek yaptığı gençlik dönemidir. Bu yüzden dikkat ederseniz bütün emperyalist güçler daima gençler üzerinde oyunlar oynar. Gençlere balıkçının oltasına balık tutmak için taktığı yemler gibi çok süslü püslü, insana şirin gelen, insan nefsini kabartan yemler kullanarak avını kendisine çeker sonra de kendilerine kul köle yaparlar. Allah’ a kul olmak insanlara ağır gelir ama insanlara kul olmayı insanın kedisi bile bile tercih eder ve köleliğin bağımlısı haline gelir. Bağımlı hale gelen insanın ise aklı, düşüncesi ve iradesi yoktur. İradesi olmayan insanın da insanlığı yoktur.

“İnsanın en büyük değeri iradesidir kendi hür seçimidir”
İnsanın en büyük değeri iradesidir, kendi hür seçimidir. Bizi yaratan Rabbimiz bize bir çok nimetler bahşetmiştir. Bir meyve suyunu elde etmek için bile büyük araziler üzerine fabrika kuruluyor. Siz hiç midenize giden yiyecekler nasıl ayrıştırılıyor, bu fabrika dengeli ve düzenli bir şekilde nasıl çalışıyor düşündünüz mü? Bu dengeyi kendimizin sağlaması mümkün mü? Tabi ki değil. Kalbimiz hiç durmadan bir saatin çalışması gibi çalışıyor ama saatin çalışması bizi rahatsız edebiliyorken kalbimizin sesi bizi hiç rahatsız ediyor mu? Etmiyor. Bize böyle nimetleri veren yaratıcımıza, Allah’a kul olmaya gelince türlü türlü hesaplar yapıyoruz. Kendimize engeller, sınırlar koyduğumuzu zannediyoruz. Ama inanlar kendi iradeleriyle seçmiş oldukları bağımlılıklarının maalesef kulu ve kölesi haline geliyor.
Değerli gençler! Yılbaşı yaklaşırken özel kutlamalar, eğlenceler düzenleniyor bunların arakasında neler olduğunu biliyor musunuz? İşte bunları arkasında müthiş bir dünya sömürüsü var. İnsanlar Allaha kul olmaktan çekinirken, moda gibi farklı kavramların kulu kölesi olduklarını hiç fark edemiyorlar. Bu sömürü düzen insanlara harcamanın zevkini tattırarak daima harcamaya ve tüketime sürüklüyor. Bu sistem insanlara daima ekonomik bir malzeme olarak bakıyor. İnsanlara varil varil içki tükettirerek varlığın efendisi ve en şereflisi olan insanı bir köşe başında, hiç hoş olmayacak bir hale dönüştürüyor.

“İnsan varlığın en yücesi ve en şereflisidir”
İnsan varlığın en yücesi ve en şereflisidir. Türlü nimetlerle donatılmış ve bütün varlık kendisine hizmet etmektedir. Bizi yaratan Rabbimiz insanı şereflendiren bütün değerleri en güzel bir şekilde ortaya koymuştur. Bütün varlık susuzluğunu eğilerek giderirken insanoğlu susuzluğunu suyu ağzına götürerek giderir. Bu bile insanın yaratılışındaki şerefini ifade eder.

“Gençlik insan hayatında en verimli ve en kıymetli çağdır”
Gençlik insan hayatında en verimli ve en kıymetli çağdır. Bu nedenle gençleri oyuna getirmek için her türlü oyunlar sergileniyor. Geçtiğimiz günlerde bir asker hanımefendi şehit oldu. O arkadaşımız bomba uzmanıydı ve o kardeşimize o bombayı tuzaklayanlar da insandı ve aynı zamanda gençti. Onlar şahsiyetleri olmayan bir robot haline dönüştürülmüş, öldürmekten başka bir şey bilmeyen, vampirlerden daha öte bir hale getirilmişti. Bu vahşiliği hangi canavar, hangi varlık yapabilir? Yeryüzünde var olan insandan başkası bunu yapabilir mi? yapamaz. Çünkü insan vahşileştiğinde insanlığını vahşiliğinin aleti haline dönüştürür ve en vahşi varlık haline gelir. O nedenle gençlikle ilgili yapılan oyunlarda güzel şeyler oltalara takılır. Kuş avı için tuzak kurarken torbada kuşa cazip gelen güzel şeyler vardır. Arpa, buğday kurulan tuzağın önüne serilir ve kuş gelir tuzağa düşer. Bu avcı tuzağını kurarken atmış olduğu bu arpayı, buğdayı çok cömert olduğu için mi attı? Balıkçı avına et takıyor çok cömert olduğu için mi takıyor? Hayır, her şey avını yakalamak içindir. Onun için bizim gençlerimizi de avlanmak için çok büyük oyunlar oynanıyor. Çeşitli kavramlarla gençlerimiz ve toplumumuz kandırılmak isteniyor. Alanya’da da misyonerlerin farklı kimliklere bürünerek dolaştıklarını duyuyoruz. Onlar insanların kulağına hoş gelen farklı kavramları kullanarak insanlarımızın zihinlerini zehirlemek ve kendilerine kul ve köle yapmak istiyorlar. Aileleri ve toplumumuzu yok etmeye çalışıyorlar. Kendi emperyalist güçlerini tatmin etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

“Hiçbir anne baba evlatlarının iyiliğinden başka bir şeyi istemez”
Bazen annenizin, babanızın size bir şeyler söylemesi ağırınıza gidebiliyor ama şunu belirtmek isterim ki hiçbir anne baba evlatlarının iyiliğinden başka bir şeyi istemez. Ergenlik çağındaki bir çocuğun annesinin yüzene kapıyı kapatması veya hoş olmayan davranışlar sergilemesini de ergenlikle bağdaştırmak doğru değildir. Saygısızlığın, ölçüsüzlüğün bahanesi yoktur. İnsanlar zaman zaman gelgitleri yaşar, bu durum sizin çağınızda daha fazladır. Elbette farklı hallerimiz olacak ama asla kırıcı ve üzücü olmayacağız. İşte gençlik çağı gelgitleri çok olan, ama daima hayatın merkezinde olan bir durumdur. Güzelliklerin de iyiliklerin de kazanılacağı zamandır. Kötülüklerin de fenalıkların da insanın gönlüne lif lif yerleşip sonra kopması mümkün olmayan zaman da yine gençlik zamanıdır.

“Gençlik size misafirdir”
Gençliğinizin kıymetini çok iyi bilin. Gençlik size misafirdir. Tabi her dönemin kendine özgü farklı güzellikleri vardır ama gençliğimizin en önemli bir değerimiz ve en önemli bir kıymetimiz olduğunu bilelim. İnsan hayatında en çabuk geçen dönem de gençliktir. Şimdi sizler en güzel çağınızdasınız. Herkesin sizlere hizmet ettiği, yön verdiği, himaye ettikleri bir dönemdesiniz. Sorumluluğunuz yok denecek kadar az ama sizden sorumlu olanların size karşı görevlerini en iyi bir şekilde yapmaya çalıştıkları bir dönemdesiniz. Çocukluğunuzu hatırlıyorsunuzdur işte bu günleriniz de çok çabuk geçecek. Bir zaman gelecek acaba benim akranlarımdan hayatta acaba kimler kaldı? diyeceksiniz.

“Eğer ölmek yaşlılara ait olsaydı toplumun yüzde doksanı yaşlılardan oluşurdu”
Eğer ölmek yaşlılara ait olsaydı toplumun yüzde doksanı yaşlılardan oluşurdu. Bu istasyonda nerede ineceğimizi nereden ayrılacağımızı bilemiyoruz. O yüzden gençliğinizin kıymetini iyi bilin. İdealleriniz noktasında iyi bir insan, şahsiyetli bir kişilik olma noktasında, değerlerle donanmış bir karakter oluşturmanızda gençliğinizin kıymetini iyi bilin.

“İnsanı insan yapan ahlaktır”
Unutmayın insanı insan yapan ahlaktır. Bunların başında da doğruluk, dürüstlük, iffet, edeb ve utanma duygusu gelir. Bu değerler aynı zamanda insanı diğer varlıklardan ayıran hususlardır. Nefsin her şeyini yerine getirmek insanlık değildir. Nefsin her istediğini yerine getirenlerin nelerle karşı karşıya geldiğini görüyorsunuz. İdealleriniz ve mesleğinizi icra etme noktasında karakter ve şahsiyet sahibi olmak her şeyin üstündedir.

“Hayat su gibi akıyor”
Hayat su gibi akıyor.Yaşadığımız bu hayatımızın sonunda ise nereye gidiyoruz. İşte nereye gideceğimizi yaşadığımız gençlik ve gelecekteki hayatımız belirleyecektir. Güneşe karşı gözlerinizi kapatmanız size karanlık olur. Ancak güneş yine aynı yerindedir. Hakikatleri reddederek, hakikatlerden uzaklaşamazsınız. Kırmızı ışıkta geçmek, hız sınırını aşmak yasaktır ama bu kurallar bizler içindir. O nedenle kural ve kaideler insanı sınırlandırmazlar aksine yüceltir. Özellikle dini kurallar insanı insan yapan değerlerdir.

“Sanat Allahın eseridir”
Sanat Allahın eseridir. Yaratanın ortaya koyduğu şeydir. Kendinize bakın en büyük ve en güzel sanat eseri sizlersiniz.

“Aklımızdaki eğriliği hakikat kabul edersek yanılmış oluruz”
Bizler aklımızla bardağın içindeki kaşığı eğri olarak gördüğümüz gibi bazı şeyler bizlere ters gelebilir. Eğrilik bizim aklımızdadır, onda değildir. Aklımızdaki eğriliği hakikat kabul edersek yanılmış oluruz. Akıl da tek başına yanılmaz. Aklı perdeleyen bir sürü istek ve arzu vardır.
“Bir musibet bin nasihatten evladır” diye bir atasözümüz var. Bu söz doğru bir söz ama akılsızlar için söylenmiş bir sözdür. Aklını kullanmayanlar içindir. İnsan musibetle uyanacaksa Allah peygamber ve kitap göndermezdi, insanları uyarıcı şeyler olmazdı.

“Akıl Allah’ın insana vermiş olduğu en büyük nimettir”
Akıl Allah’ın insana vermiş olduğu en büyük nimettir. Önemli olan aklın önüne perdelerin gelmemesi, aklı karıştıran arzu ve isteklerin, tuzak kuranların aklımızı yanıltmasına izin vermemektir.

“Sanatınızı var olandan istifade ederek icra edeceksiniz”
Kar’ın yağmasıyla birlikte ‘kart postallık pozlar oluştu’ deniliyor. O kar yağmasa o kartpostal nasıl oluşacak? Sizler de sanatınızı var olandan istifade ederek icra edeceksiniz. Yok olanı ortaya asla koyamayacaksınız… Nota bile yaratılmıştır. Sesiniz olmazsa o notayı nasıl uygulayacaksınız? Sesinizdeki nota uymazsa o notayı nasıl bulacaksınız? O nedenle kendinizi keşfedin… Kendinizi, hayatınızı yakından tanıyın. Nereden gelip nereye gidiyoruz? Misyonumuz, görevimiz nedir? Toprak olup yok olacaksak diğer varlıklardan farkımız nedir? Bunları iyice düşünün! İnşallah gelecek sizindir.

Bu duygu ve düşüncelerle geleceğinizin güzel olmasını ve hepinize hayırlı ömürler diliyorum. Hayatınızda daima başarılı olmanız dileğiyle hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.” dedi.