Rusya ve İsrail "Türkiye"yi görüşecek

Rusya ve İsrail "Türkiye"yi görüşecek
Şalom Gazetesi köşe yazarı Karel Valansi T24 için yazdığı "Rusya-İsrail ilişkileri ve Türkiye’ye etkisi" başlıklı yazısında 7 Haziran’daki Netanyahu ile Putin görüşmesinin detaylarına değindi.
 Rusya-İsrail ilişkileri ve Türkiye’ye etkisi

İsrail ile Rusya’nın ilişkileri nasıl diye soranlar için cevap 7 Haziran’daki Netanyahu ile Putin görüşmesinde. İki ülke lideri bu tarihte, İsrail ve SSCB sonrası Rusya’nın diplomatik ilişkilerinin 25. yıldönümünü kutlayacaklar. Sadece bu bile ilişkilerin iyi olduğunu gösterirken, ikilinin kısa aralıklarla bir araya geldiğini de hatırlatmakta fayda var.

Aralarındaki görüşmelerin ana konusunu Suriye oluşturuyor. İsrail, Suriye’de hava operasyonuna başlayan Rusya ile bir kaza veya yanlış anlaşılmaya olanak vermemek için güvenlik konusunda işbirliği yapmıştı. Rusya da İsrail’in Golan ve Hizbullah konusundaki kırmızı çizgilerine saygı duyuyor. ABD başta olmak üzere Batı ülkeleri, dış güçler tarafından empoze edilecek bir rejim değişikliğine karşı olan Rusya sahaya indiğinde, Suriye politikalarını revize etmek zorunda kalmıştı. Bu durumdan en az etkilen isim ise İsrail oldu. Herkes ‘Rusya Suriye’de ne yapıyor?’ diye düşünürken İsrail hemen duruşunu belirlemişti bile.

Bu işbirliği şaşırtıcı gelebilir. Fakat yeni bir durum değil. Gazze Savaşı’nda Putin İsrail’in halkını korumak için verdiği mücadeleyi desteklediğini açıklarken İsrail, ABD’nin tepkisine rağmen BM’nin Kırım kararı oylamasına katılmadı ve Rusya’yı ilhakından dolayı açıkça eleştirmekten kaçındı. Ayrıca İsrail ile Rusya’nın ilişkilerin ilerlemesi için çalışan çok önemli bir grup var; Rus Yahudileri.

Sovyet rejiminin çökmesinin ardından İsrail’e yaklaşık bir milyon kişi göç etti. Sekiz milyonluk bir ülkede bu rakamın büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz. Bugün nüfusun % 15’ini oluşturan bu grup ülkenin kültüründen politikasına kadar bir çok konuda söz sahibi. Rusça, İbranice ve Arapça'dan sonra İsrail’de en çok karşılaşılan dil. İsrail ve Rusya arasında güçlü kişisel ilişkilerin olduğu ve bunun geliştirilmesine başta İsrail’in eski Dışişleri yeni Savunma Bakanı Avigdor Lieberman olmak üzere önem verildiği de bir sır değil.

7 Haziran’daki toplantıda Suriye yine ana konu olacak. Ancak Suriye dışında Orta Doğu’da daha fazla söz sahibi olmak isteyen Rusya, İsrail ile Filistinliler arasında barış görüşmelerinin yeniden başlatılması konusunu ele alabilir. Netanyahu, UNESCO’nun Kudüs hakkında aldığı kararı destekleyen Fransa’nın bu konuda aracı olmasını kesinlikle kabul etmiyor. Seçim arifesindeki ABD’nin bu konudaki çabaları da geçmişte başarısız olmuştu. Ortadoğu’nun bu önemli sorununa Rusya müdahil olmak isterse şaşmamak gerekir.

Türkiye ile süregelen sıkıntılar konusu ise mutlaka açılacaktır. Mavi Marmara nedeniyle İsrail’den özür ve tazminat isteyen Türkiye, düşürülen uçak nedeniyle Rusya’nın benzer talepleri ile karşı karşıya. İki ülkenin Ankara’yı bol bol çekiştireceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.

İkilinin tartışacağı bir diğer konu ise doğalgaz ve bu durum Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Doğalgaz İsrail için sadece ekonomik değil diplomatik bir araç. İsrail Enerji Bakanı Silvan Şalom Bloomberg’e, “Doğalgazı bulduğumuzdan beri dünya ülkeleri tarafından daha fazla kabul görüyoruz,” dediğinde tam da bundan bahsediyordu. Konu enerji olduğundan, tüm dünya liderleri dikkatlerini Doğu Akdeniz’e yöneltti.

İsrail gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya satma projesi ABD’den destek görürken Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır’ı da içine alan bir çözüm paketi sunuyor. Enerji kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen Avrupa’dan talep olmasına rağmen, İsrail’in karşısına kapasite sorunu ve oyundan hiç de kolay vazgeçmeyecek olan Rusya çıkıyor. Tamar için İsrail ile anlaşma imzalayan Rusya, buradan çıkacak doğalgazın İsrail iç pazarının ihtiyacını karşılayacağının kararlaştırılmasından beri Leviathan için devrede.

Türkiye ile sürüncemede kalan normalleşme anlaşması bir türlü imzalanmazken, yıpranan ikili ilişkiler ve yaşanan güven sorunu, ekonomik olarak ilk tercih olmasına rağmen İsrail’in Ankara ile doğalgaz gibi uzun vadeli ve stratejik bir işbirliğine girmesini, normalleşme anlaşması sonrasında bile, geciktirebilir.

Öte yandan, İsrail için tam yanı başında bulunan ve askeri olarak güçlü bir Rusya ile doğalgaz konusunda işbirliğine girmek güvenlik açısından önemli bir yarar sağlar. Doğalgaz borularının güvenliğini sağlayacak olan Rusya, aynı zamanda Hizbullah ve İran’ı da İsrail’den uzak tutabilir. Bu da İsrail için bir taşla iki kuş vurması anlamına gelir. Türkiye’nin, İsrail’in en büyük düşman olarak nitelediği Hamas’a verdiği destek sürerken, İsrail’in Rusya aracılığıyla Hizbullah’a bir darbe daha vurmak istemesi gayet anlaşılır.

Rusya’nın doğalgaz konusundaki liderliğini sürdürmesinin yolu Doğu Akdeniz enerji denklemindeki yerini sağlamlaştırmaktan geçiyor. Öte yandan, başta ABD olmak üzere, enerji konusunda Rusya’ya bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa ve Türkiye bu gelişmelerden hiç hoşlanmayacaktır. Nükleer İran tartışmalarından beri Washington’dan bağımsız bir dış politika sürdürmesine rağmen İsrail, tüm bu avantajlara rağmen ABD ile ilişkilerini bozmayacak bir ara formül bulmaya çalışacaktır.

İran Batı’ya yaklaştıkça, Rusya da Orta Doğu’daki varlığını arttırıyor. Bu durum Suudi Arabistan olmak üzere tüm bölge ülkelerini yakından ilgilendirirken, İsrail’in Orta Doğu’daki rolü de Rusya’ya paralel olarak artacak gibi gözüküyor.