Vatan Partisi, Sığınmacı sorunu ile ilgili açıklamada bulundu

Vatan Partisi, Sığınmacı sorunu ile ilgili açıklamada bulundu
Vatan Partisi Alanya İlçe Başkanı Evren Kurtoğlu, Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacılar sorununa dair Vatan Partisi’nin tavrını ve çözüm önerilerini açıkladı.

Vatan Partisi Alanya İlçe Başkanı Evren Kurtoğlu bir basın toplantısı düzenleyerek uzun zamandır tartışılan Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacılar sorununa dair Vatan Partisi’nin tavrını ve çözüm önerilerini açıkladı. 

Kurtoğlu açıklamasına şu ifadelere yer verdi:
Bazı Sosyal medya hesaplarında çıkan Alanya’da bayrak asma ile ilgili haberlerde görüntülerden ilki 2018 yılına ait olup görüntüdeki şahıs ülkemiz vatandaşı olduğu sayın valimiz ve sayın kaymakamımız kamuoyuna açıklamışlardır. Aynı şekilde İkinci görüntüdekiler ise görüntünün çekildiği yerin personeli olup oradaki birden fazla ülkenin bayrağının bulunduğu direklerden sadece birinin gösterilerek bir algı yaratma çabasının ortaya konduğu anlaşılmıştır.
Kurban Bayramı’nda da yani temmuz ayı içerisinde önce Suriyeli olduğu söylenen kalabalık bir grubun Alanya sahillerinde denize girdiklerini iddia eden görüntülerin daha sonra İstanbul’da bir plajda çekildiği ortaya çıkmıştı. 
ABD, PKK eli ile ormanlarımızı yakarak turizmimizi, ekonomizmimizi yeni tipte bir savaş yöntemiyle yıkmaya çalışırken şimdide sığınmacı düşmanlığını öne sürerek iç karışıklık çıkarma çabası içerisindedir.
Sosyal medya hesapları kullanılarak yayılmaya çalışılan düşmanlık senaryoları tutmayacaktır.
Sığınmacı sorunun kaynağı ABD ve Atlantik merkezli batılı güçlerin emperyalist politikaları ve uygulamalarıdır. ABD’nin mazlum ve gelişmekte olan milli devletlere karşı yürüttüğü parçalama, etnik ve mezhepsel bölünme yaratma, iç savaş kışkırtma gibi sistemli saldırılarının bir sonucudur.
Milyonlarca insanın hayatını alt üst eden, ailelerini dağıtan, evlerinden ve işlerinden eden, vatan topraklarından bir şekilde ayrılmalarına neden olan bu sorunun kaynağı başta ABD ve Atlantik merkezli Batılı güçlerin emperyalist politikaları ve uygulamalarıdır.
ABD’nin girdiği yerden, mülteci sorunu çıkmaktadır. Irak, Libya, Afganistan, Suriye ve Filistin gibi mazlum ulusların üzerine yağdırılan NATO bombaları, bu ülkelere çevrilen ABD namluları ve beslediği taşeron terör örgütleri bu sorunun biricik sebebidir. Sorunun kaynağını doğru saptamak, köklü çözüm için öncelikli görevdir
Türkiye’de bütün sorunların kaynağı sanki sığınmacılarmış gibi gösterilerek, emperyalizmle gerçek mücadele mevzisi terk ediliyor. Komşulara husumet mevzisine düşülüyor. Sığınmacılar ekonomik sorunların ve toplumsal huzursuzlukların tek sebebi olarak gösterilerek çeşitli kışkırtmalar örgütleniyor.
ABD’nin suçlarını ve sistemin çıkmazlarını Suriyeli ve Afganistanlı mazlumların sırtlarına vuruyorlar.
Sığınmacılar gidince ekonomi düzelmeyecek. Üretim Devrimini yapınca, Asya’da gerçek dostlarımızla iş birliği iklimi içerisinde Türkiye ekonomisi nefes alacak. Sığınmacılar gidince işsizlik sorunu bitmeyecek. Tasarruf, yatırım ve istihdam odaklı bir planla Türkiye, insan kaynağını değerlendirecek ve işsizlik sorununu çözecek. Sığınmacılar gidince sınır güvenliğimiz garanti altına alınmayacak, komşularımızla bölgesel iş birliği ve tutarlı bir dış politikayla güvenliğimizi garanti altına alacağız. Sığınmacıların yoğunluğundan kaynaklı oluşan birtakım problemler, bugün Biden tayfası tarafından bir yıkım argümanı olarak, iç kargaşa yaratmak ve toplumsal huzursuzluğu derinleştirmek amacıyla kullanılıyor
 Soruna karşı ciddi hiçbir çözümü olmayan merkezler, Atlantik gemisindeki rollerini oy avcılığı ve halk avcılığı yaparak ortaya sermektedirler.
 Topluma nefret tohumları saçan, yabancı düşmanlığına ve ırkçılığa varan tavırlar Türk Milleti’nin, bu toprakların değerlerine, erdemlerine, karakterine aykırıdır. 
Suriyelilere ve Afganistanlılara düşmanlık yaparak bugün Türkiye’de ve bölgemizde elde edilecek hiçbir çözüm bulunmuyor. Bu kışkırtmayı körükleyenler, Suriyeli düşmanlığı yaparken, aynı zamanda Suriye düşmanlığı ateşlemektedirler. İnsanlarımızı Atlantik merkezli tezgahlanan bu kampanyalarının önüne sürerken, aynı zamanda stratejik görevlerini de yerine getiriyorlar. Soruna karşı ciddi hiçbir çözümü olmayan bu merkezler, Atlantik gemisindeki rollerini oy avcılığı, halk avcılığı ve kitle goygoyculuğu yaparak ortaya sermektedirler.
Oy avcılığı, alkış sevdası, sistem partilerinin işidir. Yakınmalar, boş laflar, bocalamalar, stratejileri ve siyasetleri olmayanların tavırlarıdır. 
Türkiye bu sığlığa, bu ufuksuzluğa, bu çürümeye mahkûm değildir. Bir yanda çözümsüz ve çıkmazda olan Biden tayfası, bir yanda da söz konusu soruna dair tutarlı bir çözüm getiremeyen, herhangi bir stratejisi ve köklü bir çözümü bulunmayan bir iktidar görüyoruz.
Çözüm noktasında
Atatürk her zaman emperyalizme karşı mazlumların yanında durmuştur. Komşu halkları, kardeş milletler olarak bağrına basmıştır. Atatürk’ü temsil eden tavır Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı düşmanlığı değildir. Bu ülkelerle işbirliği yaparak emperyalistleri bölgemizden kovma ve sığınmacıları yurtlarına kavuşturma tavrıdır.
Vatan Partisi olarak, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için iktidara hazırız. Önümüzdeki dönem Üreticilerin Milli Hükümeti’ni kuracağız ve çiftçimizle, sanayicimizle, işçimizle Türkiye’mizi köklü çözümlere hep birlikte kavuşturacağız.
Bu sorunlara köklü kalıcı çözümler ancak Vatan Partisi iktidarında, Vatan Partisi’nin merkezinde olacağı Üreticilerin Milli Hükümeti’nde uygulanabilir. Vatan Partisi sınanmış strateji ve siyasetleriyle, köklü çözümleriyle, uluslararası saygınlığıyla bu sorunların üstesinden gelir ve Türkiye’nin geleceğini inşa edebilir.