Yüksek tansiyon yaşa bakmıyor!
BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİN!
Yüksek tansiyon, baş ağrısı, boyun zonklaması, göğüs ağrısı, kulak çınlaması, hafif baş dönmesi, ara ara burun kanaması gibi belirtilere neden olmakla birlikte çoğunlukla hiçbir belirtiye yol açmaz ve tansiyon ölçümü yapılmadan, tansiyonun yükseldiğinin fark edilmesi oldukça zordur.
MUTLAKA NEDENİ ARAŞTIRILMALI
Bazı hastalar erken yaşlarda hipertansiyonla karşı karşıya kalabilir. Bu, önemsenmesi gereken bir durumdur. Mutlaka altında yatabilecek nedenler araştırılmalıdır. Sekonder hipertansiyon da denen bu durum için en sık rastlanan nedenler böbreksel ve hormonsaldır. Böbreklerin sık infeksiyonları, taşları, böbrek damar hastalıkları, böbrek üstü bezi hormonlarının anormal çalışması, tiroit bezi bozuklukları gibi pek çok sebep olabildiği gibi, çağımızın hastalığı olan metabolik sendrom sebepler arasındadır.
Metabolik sendrom, şişmanlık, diyabet veya ona meyil yaratan sendromlar, ürik asit yüksekliği, trigliserid yüksekliği, HDL (iyi kolesterol) düşüklüğü, hipertansiyon gibi durumlardan en az 3′ünün bulunmasıdır. Gebelikte çıkan ve doğum sonrası süren hipertansiyonlar da kadınlarda görülmektedir.
İLAÇ TEDAVİSİ ÖMÜR BOYU SÜREBİLİR
Sekonder hipertansiyonda sebebe yönelik tedavi yapılır. Eğer yeterli olmazsa ilaç tedavisine başlanır. İlaçlar genelde ömür boyu kullanılır. Bazı hastalar ilaçları kullandıktan sonra tansiyonları normale döndüğünde “artık iyileştim” diyerek bu tedaviyi yarıda kesiyor. Ancak bi çok sakıncalı… Zira ilaçlar düzensiz kullanılırsa, tansiyonun ani yükselmesi, hatta beyin kanamasına dahi yol açabilecek ciddi komplikasyonlara yol açar. Uzun vadede böbrek, göz gibi organların bozulması söz konusu olur. Kalp yetmezliği, ritim bozuklukları, kalp krizini kolaylaştırma gibi sonuçlar ortaya çıkar. Sağlıklı beslenme, egzersiz yapma sebep her ne olursa olsun tedavinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Kaynak : sozcu.com.tr