Müftü İlhan: İslam'ın başka bayramlara, başka kutlamalara ihtiyacı yoktur!

Müftü İlhan: İslam'ın başka bayramlara, başka kutlamalara ihtiyacı yoktur!
Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan “İslam’ın başka bayramlara, başka kutlamalara ihtiyacı yoktur. İslam kendi değerleriyle yücelen, kendi esaslarıyla bizlere prensip koyan ilahi bir nizamdır. Başkalarına benzeyerek, başkalarını taklit ederek Müslüman kalma imkanımız yoktur” dedi.

Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan tarafından her hafta Salı günü Alış Camiinde Sabah namazından önce yapılan “ Hadis Sohbetleri” devam ediyor. Cemaatle kılınan sabah namazı sonrasında tesbihat yapılıyor ve İlçe Müftüsü Dr. İhsan İlhan tarafından yapılan duaya hep birlikte amin deniliyor.

Alanya Müftüsü Dr. İhsan İLHAN tarafından bugün yapılan sohbette şu ifadelere yer verildi:
“İslamda ne bir eksiklik ne de bir fazlalık vardır.Allah yeterli esasları koymuştur.” İslam, Allah yapısı olan, her türlü eksikliklerden münezzeh, Kemal sıfatıyla Allah’ın, ilahi nizamın, ilahı esasıdır. Onda ne bir eksiklik ne de bir fazlalık vardır. O’na asla batıl bulaşmaz. İslam, bütün nimetlerin tamamlandığı dinin kemale erdiği ilahi bir nizamdır. Allah, dünyevi ve uhrevi her boyutuyla insanlara yeterli esasları koymuştur. Müslümanların bir eksikliği görüp başka bir şeyle tamamlaması mümkün değildir.

“İslam’ı tamamıyla kabul etmek gerekir.”
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “ Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o, apaçık düşmanınızdır.”Bir kısmıyla İslam’ı kabul edip bir kısmını geriye bırakarak değil tamamıyla İslam’ı kabul etmek gerekir. Müslüman; İslam’ın bütün esaslarına iman eden, inanan ve tasdik eden kişidir. Bu ayet Müslümanlara kendi medeniyetleri ve kendi kültürleri üzerine yürümesi gerektiğini, Müslümanların başka bir kültüre aidiyeti olan hususlarda onlara benzememesi gerektiğini, onlara itibar edilmemesi gerektiğini, şeytanın yollarını, adımlarını, izlerini takip etmememiz gerektiğini bizlere öğretiyor. Unutmayın ki her kötülük birden başlamaz adım adım başlar. Şeytan da ilk adımla kendine uydurur daha sonra kendini takip ettirir. Değerli kardeşlerim, bu ayet aynı zamanda içerisinde bulunduğumuz durumlara da bir uyarıdır. Noel ve yılbaşı gibi batıl kutlamalar ve anlayışlar, yine bunların yaygınlaşması inanç hakikatini kaybettiğimizin bir göstergesidir.

“İslam bir takım şekillerden, bir takım prensiplerden ibaret değildir.”
İslam’ı bir takım şekillerden, bir takım prensiplerden ibaret sayıp; sosyal hayata, toplumsal hayata, siyasal hayata ve hayatın her yönüne cevap vermeyen, yön vermeyen, yalnızca ibadet manzumesi içerisinde var olan bir din haline dönüştürmek problemlerin başlangıcıdır.

“Bizim bayramımız İslam’ın koyduğu bayramdır.”
Bizim bayramımız İslam’ın koyduğu bayramdır. Bizim anlayışımız İslam’ın ortaya koyduğu anlayış’tır. Bizim bayramlarımız namazla başlayan bir ibadettir. Bizim bayramlarımız haram ve gayri meşru anlayış ve uygulamaların önüne set çeken bir anlayıştır. Eğlence ve eğlenmenin meşru olanını ifade eden bir anlayıştır.
“Müslümanlık bütün maneviyatıyla, bütün değerleriyle Müslümanlığa ait olan şeylere tabi olmaktır.”

“Kutlama” deyip de her türlü gayri meşru ahlaksızlığı toplumun gündemine taşımak, insanların umutlarını ve ümitlerini istismar eden, her türlü ahlaksızlığa sebep olacak unsurları insanların önüne koyup; bir Hristiyan hatta bir Hristiyan da öte bir putperestlik geleneği, bir papa kültürü nasıl olur da bu Müslümanların gündemine taşınır? Değerli kardeşlerim bu bir imani ve itikadi bir meseledir. Gönülden ve isteyerek İslam dışı bu faaliyetlerin içerisine giren imanını kaybetmeyle karşı karşıyadır. Çünkü Müslümanlık bütün maneviyatıyla, bütün değerleriyle Müslümanlığa ait olan şeylere tabi olmaktır, inanmaktır.

“İslam’ın faizin haram kılınışını bildiren bir din olduğunu, rüşveti haram kılan bir din olduğunu, yalan yere yemin etmenin haram olduğunu bildiren bir din olduğunu bilmemiz gerekiyor.”

Değerli kardeşlerim, günümüzde “Veli” kelimesiyle aldatıcı cümleler kuruluyor. Kur’an bize “Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” buyuruyor. “Veli” sıradan bir kavram değil; hayatı kapsayan, müminin tarafını belirten bir kavramdır. Ne yazık ki Peygamberimizin hayatını insanlara bütün boyutlarıyla anlatmak yerine kişisel ve özel şeyleri anlatarak gençleri yönlendirmeye çalışıyoruz. Müslümanlar olarak bizler İslam’ın hayat sistemini, İslam’ın hayat nizamı olduğunu bilecek, İslam’ın ekonomisine, İslam’ın sosyal hayata ve dünyanın her konusuna ve ahreti kazanma bilincimize yön verdiğini bilen, ilahi bir nizam olduğunu anlamamız ve anlatmamız gerekiyor. Aynı zamanda da bu şekilde inanmamız gerekiyor. İslam’ın faizin haram kılınışını bildiren bir din olduğunu, rüşveti haram kılan bir din olduğunu, yalan yere yemin etmenin haram olduğunu bildiren bir din olduğunu bilmemiz gerekiyor. Adaletli olmanın bütün nafile ibadetlerden daha faziletli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Adaleti ancak Allah’ın emriyle, O’nun hükmüyle tesis edeceğimizi bilmemiz gerekiyor. Böyle inanmadığımız müddetçe maalesef gerçek manada mümin olamayız. Allah adildir diyerek ilahi nizama söz söylemenin de Müslümanlıkla bağdaşan hiçbir tarafı yoktur.

Değerli Kardeşlerim! Din’in bütün boyutuyla anlaşılması gerekir. Kriz, problem, inançta başlar. İnançta kriz varsa; amelde kriz vardır, ahlakta kriz vardır. Peygamberimiz de bu tehlikeyi bize şöyle haber veriyor. “Sizden öncekilerin yoluna (gidişatına, hayat tarzlarına) öyle uyacaksınız ki (tabi olacaksınız ki), karış karış (adım adım) onları takip edeceksiniz. Hatta onlar bir kertenkele deliğine girseler sizde onun peşinden gideceksiniz.” İşte Peygamberimiz onların yaptıklarını yapmamamız gerektiğini onların hayatlarını hayat edinmememiz gerektiğini aksi takdirde onların girmiş olduğu kötülüğe bizlerin de gireceğini ifade ederek bizleri dikkatli olmamız konusunda uyarıyor.

Değerli kardeşlerim! Çocuklarımızı yetiştirirken, onları okuturken gittiğimiz yola bir bakalım. Nereye gidiyoruz? Ne yapıyoruz? İçkisiyle, kumarıyla, ahlaksızlığıyla, sömürüsüyle sunulan gayri ahlaki hayata tabi oluyor muyuz? Yoksa Peygamberimizin hayatına, O’nun izine, O’nun yoluna mı uyuyoruz?

“Müslümanların yıl başı olur mu?”
Değerli kardeşlerim! Müslümanların yıl başı olur mu? Müslümanların muharremi olur, hicreti olur, kötülüklerden arınmanın, haramlardan arınmanın ve sakınmanın manası ve ruhu olur. İslam’ın ahkamının yerleşmesi olur, İslam’ın yeryüzüne hükmetmesinin tarihi ve devlet olması olur.Günümüzde maalesef ehli kitabın, gayri Müslimlerin ve putperestlerin hicret ettiklerine kendi malımız gibi ortaya koyuyoruz.

“İslam’ın başka bayramlara, başka kutlamalara ihtiyacı yoktur.”
İslam’ın başka bayramlara, başka kutlamalara ihtiyacı yoktur. İslam kendi değerleriyle yücelen kendi esaslarıyla bizlere prensip koyan ilahi bir nizamdır. Bunlara itibar etmek, bunlara değer vermek insanın itikadını ifade eder. Peygamberimiz “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır” buyuruyor. O açıdan Peygamberimizin bu sözü doğrultusunda kendi medeniyetimizi kuracağız. Başkalarına benzeyerek başkalarını taklit ederek Müslüman kalma imkanımız yoktur. Çünkü taklit benzeşmeyi ifade eder.

Cephelerde bizleri yenemeyenler elimizden Kur’an-ı alarak, Rasulullahın gösterdiği İslam yerine dar çerçevede bir takım ibadet manzumesi içerisine sıkıştırılmış bir hayat anlayışı ve dünyaya hükmetmeyen bir din algısı oluşturmaktadırlar.

“İslam’a uymayan her türlü yol, tavır ve metot’tan sakınacağız.”
Değerli kardeşlerim! Peygamberler salih kul olmak için dua ederlerdi. Kur’an bize salih kul olmayı öğretiyor. Çünkü o kavramın manası imani bir kavramdır. Müslümanların yeryüzünde hakim olmasını ifade eden bir kavramdır. O nedenle her türlü yol, tavır ve metot ne olursa olsun İslam’a uymadığı sürece ondan sakınacağız. Kuranın ifadesiyle Allah’ın boyasıyla boyanacağız. Allahın boyası da Kur’an’dır. Allahın boyasından daha güzel bir boya yoktur. Bizler abitleriz. İbadet eden kullarız. Ancak Allahın boyasıyla ibadet olur. Allah’ın boyası olan Kur’anla Rasulullah’ın hayatı olan sünnetle olur.

“Peygamberimiz olmadan Kur’an yaşanamaz.”
Kuran’ın boyasını, rengini bizlere en güzel bir şekilde gösteren Peygamberimiz’dir . Peygamberimiz olmadan Kur’an yaşanamaz. Peygamberimiz olmadan İslam yaşanmaz. Peygamberimiz bizim yegane ve tek örneğimiz ve rehberimizdir. Diğer insanlar eksiktir, hatalıdır, noksandır. Ama Allah’ın terbiyesinde olan, Allah tarafından eğitilen ve öğretilen Hz. Muhammet Mustafa (s.a.s) Kur’an-ı bütün boyutlarıyla yaşamış ve yaşatmış olan, bizim için tek numune olan şahsiyettir. O’na uymak üzerimize farz’dır. O’nun hayatında bayram neyse, O’nun hayatında İslam neyse ona göre hareket etmemiz gerekiyor. Cenabı hak bizleri kulluğunda daim eylesin. Müslüman olarak ölmeyi ve Müslüman olarak dirilmeyi bizlere nasip eylesin. Her türlü batıldan, sapıklıktan, rezilliğe düşmekten, bizleri ve neslimizi muhafaza eylesin. Rabbim bizleri gafletten uyandırsın. Rabbim bizleri hakiki manada mümin olan kullarından eylesin” dedi.